Vekâleten hacca gitmek üzere resmi işlem yaptırıp, kendi adına hacca gitmek caiz midir?
Hac ibadeti sağlık, mali imkan ve yol emniyeti yönünden haccetme imkanına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve buluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır. Bu şartları taşıyan kişinin, imkan bulunca, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Kendisine hac farz olan kimsenin, haccını bizzat eda etmekle yükümlü olması için, sağlıklı olması, tutukluluk veya yurtdışına çıkma yasağı gibi bir engelinin bulunmaması ve yolun güvenli olması şarttır. Hac yolculuğuna katlanamayacak, ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, hac kendilerine farz olsa bile eda ile yükümlü değildirler. Bu durumda olanlar şartları oluştuğu takdirde bizzat haccederler. Eğer şartlar oluşmazsa kendi yerlerine bedel göndererek hac yaptırırlar.

Mali bakımdan imkanı olmayanlara -kur 'ada çıkmış olsalar da- hac farz değildir. Bu kişiler hacca gitmekle yükümlü olmadıkları gibi, kendi yerlerine bedel göndermeleri de gerekmez. Söz konusu kişiler adına, vekaleten hacca gitmek üzere resmi işlem yaptırıp, gerçekte kendileri adına hac yapan kişiler haccın rükünlerini ve şartlarını yerine getirdikleri takdirde, hac mükellefiyeti kendilerinden sakıt olmaktadır. Ancak bu ibadetin ifası esnasında yalan beyana tevessül edilmekte, üstelik bu şekilde hac sırasının kendisine gelmesi gereken bir başkasının önüne geçilerek kul hakkı da ihlal edilmektedir. Ayrıca namına vekaleten hac yaptırılmak üzere resmi işlem yapılan kişi de, bu şekilde hakkını kullanmış sayılacağından dolayı, bilahare imkanlara kavuşsa bile tekrar hacca gidemeyecektir. Hac gibi önemli bir ibadetin, yalan beyan gibi meşru olmayan yollara başvurularak ve kul hakkı ihlal edilerek ifa edilmesi caiz değildir.

Dolayısıyla bu gibi yollara tevessül ve yardım eden tüm taraflar sorumlu olacaktır. İhlas ve ihsan üzere icrası gereken bir ibadetin, bu gibi haram vesilelerle zedelenmemesi gerekir.
 Görüntülü Cevaplar  Sıkça Sorulanlar  Dini Bilgiler  Soru Sor
 Konular