Bazı özel günlerde ezândan önce veya kılınacak cenaze namazını haber vermek amacıyla camilerde; “es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya resûlallah, es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya habîballah, es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn, ve selâmun ale’l-murselîn, ve’l-hamdu lillahi Rabbi’l-âlemîn” şeklinde okunan salâ (salavat) şu anlama gelmektedir: “Salât ve selâm (Allah’ın rahmet ve esenliği) sana olsun ey Allah’ın elçisi, Salât ve selâm (Allah’ın rahmet ve esenliği) sana olsun ey Allah’ın sevgili kulu, Salât ve selâm (Allah’ın rahmet ve esenliği) sana olsun ey geçmiş ve gelecek bütün insanların hayırlısı! Salât ve selâm bütün peygamberlere olsun. Hamd (övgü ve şükür) de âlemlerin rabbi Allah’adır.”
Salâ, Hz. Peygamber’e (s.a.s.) selâm ve övgüdür. Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde Hz. Peygamber’e (s.a.s.) çeşitli durumlarda salât-ü selâm getirilmesi tavsiye edilmiş (el-Ahzâb, 33/56; Tirmizî, De‘avât, 65 [3476-3477]; Ebû Dâvûd, Tefrî‘u ebvâbi’l-vitr, 23 [1481]) ise de ne asr-ı saâdette ne de ilk dönemlerde camilerde salâ okunmuştur. Bununla birlikte Kitap ve Sünnet’te Hz. Peygamber ve diğer peygamberlere salât getirilmesi örneklerine binaen örfümüzde değişik kalıplarda pek çok salâ metni var olagelmiştir.
Sonuç itibarıyla dinî açıdan özel önemi olan gün ve geceleri hatırlatmak, meydana gelen bir vefatı ve kılınacak cenaze namazını haber vermek amacıyla salâ okunması, güzel bir âdet olarak kabul edilebilir ve bu yönüyle de dinî açıdan herhangi bir sakınca taşımadığı söylenebilir.