Ramazan orucu, ergenlik çağına ulaşmış ve akıl sağlığı yerinde her Müslümana farzdır. Mazeretsiz olarak oruç tutmayanlar büyük günah işlemiş olurlar. Zira Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse, Allah’ın tanıdığı bir ruhsat olmadan, Ramazan’da bir gün orucunu tutmazsa, bütün yılın orucu bile o günün yerini tutmaz.” (Ebû Dâvûd, Savm, 38 [2396]; bkz. Buhârî, Savm, 29).
Ailesinin rızkını temin etmek için ağır işlerde çalışmak zorunda olup da oruç tutmaları sağlığına zarar verenlerin o günlerde oruç tutmayıp daha sonra kaza edebilecekleri, kaza etme imkânlarının olmaması durumunda ise her gün için bir fidye vermeleri şeklinde görüşler vardır (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/420). Ancak çok ağır olmayan günlük işlerde çalışmak orucu terk için özür sayılmaz. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: “Öyle erkekler vardır ki, onları ne bir ticaret ne bir alışveriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.” (en-Nûr, 24/37).