Kurbanın eti, -kısmen veya tamamen- sahibi ve ev halkı tarafından tüketilebileceği gibi ister zengin, ister yoksul olsun başka kimselere de hediye ve sadaka olarak verilebilir (Ebû Dâvûd, Edâhî, 10 [2812]).
Ancak kurbanın et, sakatat, deri, yün ve süt gibi unsurlarının kurban sahibi tarafından satılması caiz değildir (İbn Nüceym, el-Bahr, 8/203). Zira Hz. Ali’nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Resûlullah (s.a.s), develer kesilirken başında durmamı, derilerini ve sırtlarındaki çullarını yoksullara paylaştırmamı emretti ve onlardan herhangi bir şeyi kasap ücreti olarak vermeyi bana yasakladı ve ‘kasap ücretini biz kendimiz veririz’ buyurdu.” (Müslim, Hac, 348-349 [1317]; bkz. Buhârî, Hac, 120-121 [1716-1717]). Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s), “Kim kurbanın derisini satarsa, kurban kesmemiş gibidir.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 9/496 [19233]) buyurmuştur. Bu sebeple kurbanın derisi ya da etinin satılması hâlinde alınan bedelin sadaka olarak verilmesi gerekir (Merğinânî, el-Hidâye, 4/360).