Ezândan sonra, Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salavat getirmek sünnet; vesile duasını yapmak menduptur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/397-398).
Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ezânı işittiğiniz zaman, onun dediğini tekrarlayın. Sonra bana salât getirin. Çünkü gerçekten kim bana bir defa salât getirirse, Allah onu on rahmet ile anar. Sonra da benim için Allah’tan vesile isteyin. Çünkü vesile Cennet’te bir makamdır ki, ancak Allah’ın kullarından bir kula layık görülmüştür, umarım ki o kul ben olayım. Artık kim benim için Allah’tan vesile isterse, şefaatim ona helal olur.” (Müslim, Salât, 11 [384]).
Konu ile ilgili olarak Buhârî’de yer alan rivâyet şöyledir: “Her kim ezânı işittiğinde ardından;
اللَّهُم ربّ هذه الدَّعْوَة التَّامة والصَّلاة القَائمة آتِ محمدا الوَسِيلَة والفَضِيلة وابْعَثْه مَقَامًا محمودًا الَّذي وعَدْتَه.
Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed’e vesileyi, fazileti ihsan et. Bir de kendisine va’d ettiğin Makam-ı Mahmûd’u verip oraya ulaştır’ derse, kıyamet gününde benim şefaatim ona helal olur.” (Buhârî, Ezân, 8 [614]). Bazı kaynaklarda, duanın sonuna “sen va’dinden dönmezsin.” ifadesi eklenmiştir (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 1/603-604 [1933]). Ezân bittiğinde onu duyanlar bu hadiste ifade edildiği şekilde dua ederler.
Ayrıca “Ezân ile kamet arasında dua reddolunmaz.” (Ebû Dâvûd, Salât, 35 [521]; Tirmizî, Salât, 44 [212]) hadisi gereği, vesile duasının ardından başka dualar da yapılabilir (Nevevî, el-Mecmû’, 3/118).