Mest, ayakları bilekleriyle beraber örten belli nitelikteki ayak giysilerine verilen isimdir.
Mestler üzerine meshin caiz olabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:
a) Ayaklar yıkanarak alınan bir abdestten sonra giyilmiş olması,
b) Ayağa giyilmiş olarak normal bir yürüyüşle yaklaşık 5 km. veya daha fazla yürünecek kadar dayanıklı olması,
c) Mestlerin, ayağa giyildikten sonra bağsız olarak durabilecek kadar sağlam ve kalın olması,
d) Mestlerin her birinde, en küçük ayak parmağının üç katı kadar genişlikte delik bulunmaması,
e) Suyu emerek hemen ayağa geçirmemesi gerekir.
Mesh, bir nevi hükmî temizlik olup; abdestte bir uzvun, ayağa giyilen mestin veya yaraya sarılan sargının üzerine ıslak elle; teyemmümde ise toprağa sürülmüş elle yüz ve kollar üzerine yapılır.
Abdest alırken mestler üzerine mesh etmek Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetiyle sabittir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.s.) abdest aldığını ve mestlerinin üzerine mesh ettiğini bildiren birçok rivâyet vardır (Buhârî, Vudû’, 35, 48 [182, 202]; Müslim, Tahâret, 72-73 [272-273]).
Abdestli olarak ayağına mest giyen kimse, mest giydikten sonra abdestinin bozulmasından itibaren, mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzerine mesh edebilir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) misafir için üç gün üç geceyi, mukim için de bir gün bir geceyi mest üzerine mesh süresi olarak tayin etmiştir (Müslim, Tahâret, 85 [276]).
Mestleri mesh ederek abdest aldıktan sonra, abdestli iken ayağından her iki mestini veya birisini çıkaran bir kişinin, abdestini bozmadan ayaklarını yıkayıp tekrar mestleri giymesi gerekir. Bu kişi abdesti yokken mestlerini çıkarmışsa, tekrar abdest alırken ayaklarını yıkaması gerekir. Meshin süresi dolduğunda, abdestli ise mestleri çıkarıp ayaklarını yıkaması yeterlidir; abdestsiz ise ayağını yıkayarak tam abdest almalıdır (Kâsânî, Bedâi’, 1/9).