Zekâtın verilebileceği yerler Kur’ân-ı Kerîm’de ismen sayılarak belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, yoksullar (miskinler), zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler (fi sebîlillah) ve yolda kalmış olanlardır (et-Tevbe, 9/60). Bu âyette belirtilenler kurum değil, bireylerdir. Buna göre zekât bizzat bireye veya onun vekiline verilmelidir. Bu genel ilkeye göre adı ne olursa olsun kurumlara zekât verilmez. Âlimlerin çoğunluğunun görüşü bu istikamettedir (Kâsânî, Bedâî’, 2/43-46; İbnü’l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 2/272; İbn Kudâme, el-Muğnî, 4/125). Ancak halka hizmet veren bu gibi kurumlara gönüllü yardımlar yapılabilir.