Ağız sağlığı vücut sağlığının bir parçasıdır. Vücut sağlığı gibi diş sağlığına da dikkat etmek gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de diş temizliği ve sağlığına son derece önem vermiş; “Ümmetime -veya insanlara- zor gelmeyeceğini bilseydim her namazdan önce misvâk kullanmalarını emrederdim.” (Buhârî, Cumʽa, 8 [887]; Müslim, Tahâret, 42 [252]); “Misvâk ağzı temizler, Rabbi râzı eder.” (Buhârî, Savm, 27 [Bab Başlığı]); Nesâî, Tahâret, 5 [5]);“…Cebrâil misvâk üzerinde o kadar çok durdu ki farz olacak diye korktum…” (İbn Mâce, Tahâret, 7 [289]) buyurmuştur.
Diş kaplama, doldurma ve protez, tedavi amaçlı başvurulan tıbbi yöntemlerdir. Bu işlemler yapılırken, tedavi neyi gerektiriyorsa onun uygulanması dinen sakıncalı değildir. Ancak dinin yasak kılmadığı bir madde ile tedavisi mümkünse yasak kıldığı bir maddenin kullanılması caiz değildir. Dinimiz, zaruret olmadıkça altının erkekler tarafından kullanılmasını yasaklamıştır. Buna bağlı olarak, İmam Ebû Hanîfe, çıkan dişlerin tekrar yerine bağlanması durumunda kullanılacak telde gümüşü yeterli bulup, altın kullanmayı caiz görmemiştir. Diğer Hanefî imamları İmam Muhammed ve İmam Ebû Yûsuf ise zarûretten dolayı diş tedavisinde altının da kullanılabileceğini belirtmişlerdir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 6/362). Bu müctehidler bir savaşta burnunu kaybeden Arfece’nin (r.a.) gümüşten bir burun taktığını, bunun koku yapması üzerine Hz. Peygamber’e (s.a.s.) müracaatla altından burun yaptırmak istediğini ve kendisine bu hususta izin verildiğini (Ebû Dâvûd, Hâtem, 7 [4232]; Tirmizî, Libâs, 31 [1770]) delil olarak ileri sürmüşlerdir. Bundan anlaşılıyor ki, tıbbi bir zaruret varsa diş kaplamada altının kullanılmasında sakınca yoktur. Zaruret yoksa başka madde kullanılması dinî kurallara daha uygundur.