Vallahi, Billahi gibi yemin kalıpları dışında, halk arasında kullanımı örf hâline gelmiş ifadeler dinen yemin sayılır mı? : Din İşleri Yüksek Kurulu : Dini Bilgilendirme Platformu
Vallahi, Billahi gibi yemin kalıpları dışında, halk arasında kullanımı örf hâline gelmiş ifadeler dinen yemin sayılır mı?
Yemin, bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere bir kimsenin Allah’ın isimlerinden veya sıfatlarından birini zikrederek sözünü kuvvetlendirmesidir. “Vallahi, Billahi, (Allah’a yemin ederim ki…)” şeklindeki ifadeler böyledir.

Allah’ın isimleriyle yapılan yeminler dinen geçerlidir. (Mollâ Hüsrev, Dürerü’l-hükkâm, 2/40; el-Fetâva’l-Hindiyye, 2/52) Allah’ın isimleri zikredilmeden kullanılan “Yemin ederim.” vb. ifadeler de “Allah adına yemin ederim.” anlamına geldiğinden aynı hükme tabidir. (Şeyhîzâde, Mecmau’l-enhur, 1/545; Mollâ Hüsrev, Dürerü’l-hükkâm, 2/40)

Allah’ın sıfatlarıyla yapılan yeminler ise örf haline geldiği takdirde geçerli kabul edilmiştir. (Şeyhîzâde, Mecmau’l-enhur, 1/543-544; Mollâ Hüsrev, Dürerü’l-hükkâm, 2/40) Kur’an üzerine yapılan yeminler de örfen Allah’ın kelâm sıfatıyla yapılan yemin kapsamındadır. (İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, 5/69; Sirâcuddîn İbn Nüceym, en-Nehru’l-fâik, 3/55; Şeyhîzâde, Mecmau’l-enhur, 1/544) Bu nedenle Allah’ın isim ve sıfatlarında olduğu gibi Kur’an üzerine yemin eden kişinin de yeminine sadık kalması, bozduğu takdirde ise kefaretini vermesi gerekir.

Allah’tan başka varlıklar üzerine yapılan yeminler dinen yemin sayılmadığından kefaret gerektirmez. Bu hususta örfe itibar olunmaz. (Mevsılî, el-İhtiyâr, 4/51) Dolayısıyla kişinin babası ve çocuğu üzerine yaptığı yemin de geçersizdir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) Allah’tan başkası üzerine yemin etmeyi yasaklamış (Buhârî, Eymân, 4 [6646]) ve şöyle buyurmuştur: “Her kim yemin edecekse Allah adıyla yemin etsin ya da sussun/yemin etmesin.”. (Buhârî, Şehâdât, 26 [2679])

Toplumda yaygın olarak kullanılan “Şu işi yaparsam çocuklarımın ölüsünü göreyim, Allah canımı alsın, ölümü gör.” gibi ifadeler ise beddua içerikli cümleler olup yemin sayılmaz ve kefaret gerektirmez. (bk. Kâsânî, Bedâi, 3/9; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, 5/78; İbn Nüceym, el-Bahr, 4/311-312; Meydânî, el-Lübâb, 4/7) Ayrıca beddua etmek dinimizde hoş görülmediğinden bu tür ifadeleri kullanmaktan uzak durulmalıdır.
 Görüntülü Cevaplar  Sıkça Sorulanlar  Dini Bilgiler  Soru Sor
 Konular