“Hayır ve şer Allah’tandır” demek, bunları yaratanın Allah olduğunu dile getirmektir. Bu ifade, Allah'tan başka yaratıcı olmadığını belirtmek ve vurgulamak içindir. Meselenin insana bakan yönü ise hayır ve şerri kulun cüz’î iradesi ile tercih etmesidir. Bundan dolayı da insanlar iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur.
“Âmentü” esaslarında ifade edildiği üzere her Müslüman kadere, hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına inanır. Çünkü âlemde her şey O’nun irade, takdir ve kudreti altındadır. Âlemde O’ndan başka gerçek mülk ve kudret sahibi, tasarruf yetkisi olan bir başka varlık yoktur. Ancak Allah’ın hayra rızası vardır, şerre ise rızası yoktur. Hayrı seçen kişi mükâfat, şerri seçen ise ceza görecektir. Şerrin Allah’tan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allah’ın yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah, kulların kötü fiilleri yapmalarından râzı/hoşnut olmaz ve şerri de emretmez.
Yüce Allah (c.c.), mutlak anlamda hikmetli ve düzenli iş yapan yegâne varlıktır. O’nun şerri yaratmasında da birtakım hikmetler vardır. Canlı ölüden, iyi kötüden, hayır şerden ayırt edilebilsin diye Allah eşyayı zıtlarıyla birlikte yaratmıştır. Ayrıca insana şer ve kötü şeylerden korunma yollarını göstermiş, şerden sakınma güç ve kudretini vermiştir. Dünyada şer olmasa hayrın manası anlaşılamaz ve bu dünyanın imtihan dünyası olma vasfı ve hikmeti gerçekleşemezdi. Şer, Allah’ın adalet ve hikmeti gereği veya kendisinden sonra gelecek bir hayra vasıta olmak ya da daha kötü bir şerri defetmek için yaratılmıştır.
Allah’ın (c.c.) kudreti ile meydana gelen her işte gerek birey gerek toplum için birtakım faydalar bulunabilir. Bizim şer veya hayır olarak gördüğümüz her şey sonucu itibarıyla gördüğümüz gibi olmayabilir. Bir âyette bu husus şöyle açıklanmaktadır: “Umulur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırdır. Ve yine umulur ki, sevdiğiniz bir şey de sizin için şerdir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.” (el-Bakara, 2/216).